“Sözlerin içini oyuyor ve öfkeyle dolduruyorum
Şişiyor ve patlıyorlar
Nedense hep acılı oluyor yaptığım dolmalar
Gerçek hayatta böyle olmuyor tabi, şiir icabı
Kimbilir yoksa hayat hangi kapağın altındadır.
Sen yanımda olmadığından
Yaz güneşi kadar çok köpürüyor doldurduğum biralar.
Bilgisayarımın ekranını Al Pacino baba koruyor
Hayat öpmüş olmalı onu boynundan gömleğinde kan var.
Bir gangsterden başkasına okutmam artık yazdıklarımı
Sen yanımda olmadığından.
İntihar süsü vermek istiyorum kendime
Yılbaşında falan hediye olarak
Bir mektup falan yazsam sana…
Kalbine mektup yazamıyor insan”
Selam millet! Bugün sizlere Didem Madak’ın Pulbiber Mahallesi kitabının yorumuyla geldim.
Tahmin edeceğiniz üzere bu bir şiir kitabı. Şairin kaybının ardından yayınevi tarafından eklenen ‘ARDINDAN’ bölümünde Didem Madak’ın kitaplarında yer almamış 4 şiirini, yakın dostu Müjde Bilir’in bir metnini ve son yazdığı şiir olan ‘128 Dikişli Şiir’i de okuyoruz ek olarak. ‘Bir şiir kitabı nasıl yorumlanır?’ konusuna yeterince vakıf olamadığımdan naçizane gözüme çarpan birkaç detayı paylaşmak istiyorum sizlerle.
Öncelikle şiirleri her ne kadar söz sanatlarıyla harmanlamış da olsa dilinin son derece duru olduğunu söylemek istiyorum, okuyucuyu yormuyor ama akla düşen her kelimesiyle farklı diyarlara götürüyor sanki bizleri. Şiirleri okurken sürekli bir tezatlık içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Temelde melankolik bir havada olsalar da bir süre sonra bıraktığı tat farklılaşıyor. Hani kiviyi yersiniz, ilk önce tatlı gelir, sonra da diliniz bir hoş olur ya. Onun tam zıttını düşünün işte. Önce ekşi, sonra tatlı oluyor bıraktığı his. Sanki tüm kötülüklere rağmen hala umut varmış gibi hissettiriyor insana. Yani, en azından bende böyle bir etki bıraktı.
Sonrasında her şair gibi o da dönemin zihniyetini ve sosyal gelişimleri satırların arasına serpiştirmiş gibi. Tüm bunlar sonucunda şiirde bahsi geçen sorun onun olmaktan çıkıyor, artık bizim meselemiz haline de geliyor. Ve sonunda kitap boyunca bu döngünün içinden çıkamıyoruz.
Bu benim Didem Madak’tan okuduğum ilk şiir kitabı ama içime çok farklı dokundu. Satırların arasına gizlenmişim gibi hissettirdi beni ve tüm o yalınlığıyla kendine daha çok bağladı. Söylediklerimi anlayabilmek belki zor olabilir, okumanız gerekiyor bunun için ve mutlaka okuyun da bence. Şiir kitaplarını çok fazla okumayanlara da ağır gelmeyecek bir eser, şans vermenizde fayda var.
Ek olarak Gecenin Çekmecesi ve Vaziyet şiirlerini defalarca okudum, açık ara favorim ikisi. Çok güzel, çok özel bir kadınsın. Huzurla uyusun inşallah. Sağlıcakla kalın efenim!