Filmde ana karakter olan Mark bir zaman döngüsünde kalmış ve sürekli aynı günü yaşayan bir gençtir. Filmin ilerleyen sahnelerinde kendisi gibi aynı güne hapsolmuş Margaret karakteriyle tanışmasıyla kendisine bir ekip arkadaşı bulmuş oluyor.
Bu iki genç birbirlerini tanırken kasabalarında keşfettikleri küçük ama harika şeyleri de birbirlerine göstermeye başlıyorlar. Sonrasında bundan bir harita yapmaya karar veriyorlar ve her gün hangi saatte nerede harika buldukları bir şey varsa bunu bir harita üzerinde gösteriyorlar. Bir üçüncü boyutta sıkıştıklarını düşündükleri için bir gün içerisindeki tüm küçük ama harika şeyleri tamamlarlarsa bu döngüden kurtulabileceklerini düşünmeye başlıyorlar.
Bu yolculuk esnasında iki karakterin de aslında neden zamanda sıkışıp kaldıklarını görürken bizler de yaşam hakkında farklı bakış açıları kazanmış oluyoruz.
Film boyunca ana karakterlerin değişimlerini görmek bana hayat hakkında çok fazla şey düşündürdü. Örneğin Mark’ın insanları daha çok düşünmeye başlaması, kardeşiyle ve babasıyla yaptığı konuşma hayatta bazen karşı tarafın da bakış açısıyla olaylara bakınca bazı düğümlerin çözüldüğünü fark etmemi sağladı.
Margaret karakteri içinse bazen çok acı duyduğumuz olaylarla yüzleşmekten korktuğumuzda zamanın bizim için durduğunu fark etmemi sağladı. Bu acıyla yüzleşmediğimizde asla ileriye gidemeyeceğimizi düşünüyorum.
Yoongi’nin Tomorrow şarkısındaki partlarından birisinde şöyle bir söz yer alıyor:
“Her bir gün, Ctrl+c Ctrl+v
Önümde uzun bir yol var ama
Neden yerimde sayıyorum?”
Bu filmden çıkardığım sonuçsa şu oldu: Bize verilen zamanla aynı günü yaşayıp yaşamamak aslında yine bizim elimizde. Hayat bu yüzden sadece bize verilenlerle değil biraz da bizim o kırıntılarla neler yaptığımızla ilgili.
Umarım her biriniz küçük mutlulukları biriktirerek hayattan zevk almanın ve kendi döngünüzden çıkmanın bir yolunu bulursunuz.