“Sanırım karşınıza çıkan engellerle baş etmenizi mümkün kılan da bu daralma. Daha geniş olan dış dünya sizin gözünüzde önemini kaybeder. Ve yaşınız iyice ilerleyip sağlık durumunuz kötüleştikçe dünyanız daha da küçülür. Ta ki geriye kalan tek önemli şey nefes almak olana dek.”
Selam millet! Bugün sizlere yeni bitirdiğim bir kitap olan Kapkaranlık Ormanda’nın yorumuyla geldim, şöyle sıcağı sıcağına yazıyorum bu sefer.
Kitapta baş karakterimiz Leonora Shaw adındaki bir cinayet romanı yazarı-Nora diyeceksiniz, gebertirim. Karakterimizin doğduğu kasabayı terk etmesinin üzerinden 10 yıl geçmiş ve geçmişine sünger çekip yeni bir sayfa açmış kendileri. Günlerini yeni kurduğu düzen içinde geçiriyor, ta ki ansızın gelen bir e-postayla bir bekarlığa veda partisine davet edilinceye kadar. Sonu hiç de eğlenceli bitmeyen bu davetin sonunda Nora’nın hangi sırlarına vakıf olacağız sizce?
Kitap günümüzde başlıyor öncelikle ve sonrasında olay zamanıyla bugün arasında mekik dokuyarak devam ediyor. Kitabın başında malum olayın etkilerinden birini okumak bence muazzam bir artı kazandırmış çünkü ilk sayfadan itibaren merak duygusuyla çevreleniyorsun, adeta kasıp kavuruyor bedenini bu duygu. Ve son sayfasına kadar da terk etmiyor seni. Polisiye, Gerilim, Korku, Cinayet tarzı kitapları okurken beynim o kadar hızlı çalışıyor ki inanılmaz. Ahmet Ümit yorumumda da belirttiğim gibi: Küçükken dedektif olmak istiyordum, hep onun veli nimetleri bunlar. Kitap boyunca onlarca teori ürettim, sürekli diken üstünde ve heyecanla okudum. Yazarın anlatımı öyle bir şey ki resmen bırakamıyorsun kitabı elinden, sürekli devamına karşı bir açlık hissediyorsun. Kendimi kana susamış bir vampir gibi hissetmedim desem yalan olur. Benim bu tarz kitaplardan beklediğim her şeyi verdi bana. Kitabın sonunda olayların hiçbiri havada kalmadı, her soruma cevap buldum. Ayrıca yazar tüm kurguyu akla uygun şekilde işlemiş bence, yani mantıksız gelmiyor hiçbir şey. Bunlar da büyük artılar bu tür için. Her ne kadar olayı, ona neden olan unsurları ve yol açan kişiyi tahmin etsem de, yine de muazzam bir deneyimdi şahsım adına. Yazar zaten tüm bu tahminleri yapmana izin vererek yazmış kitabı ama bunun yanında kitabın malzemelerine merak sosunu bolca ilave etmiş ki tahminler önemsiz kalsın. Bu şey gibi biraz: Köri soslu tavuk yiyorsun ama köri sosu çok fazla olduğundan tavuğun tadını yeterince alamıyorsun. Yine de biliyorsun ki o bir tavuk. 😂
Beni kitabı almaya iten şey şüphesiz arka kapak yazısı oldu öncelikle ama garip bir şekilde kitabın içeriğiyle neredeyse hiçbir ilgisi yok gibi geldi bana. Yine de iyi bir sunuş tekniği diye düşünüyorum. Bence bu türe ilginiz varsa mutlaka bakmalısınız. Sağlıcakla kalın efenim! 😄 💞