“Ah, dostum! Benim gibi bir insan dünyada nelerden mutluluk duymaz? Şuna iyice inandım: Haklarımdan vazgeçmek, aynı şeyi başkalarından istemekten daha kolaydır. İnsan her durumda mutlu olabilir. Hiçbir şeye kızamıyorum; benim için kötü diye bir şey yok, ancak zavallı ve gülünç şeyler var. Şunu iyi bil: Le mieux est l’ennemi du bien. İnanır mısın. Ne zaman bir çıngırak sesi duysam içim ürperir birden. Bir mektup alsam ya da uykudan uyansam aynı şekilde ürperirim. Yaşamak zorunda oluşumuz ve yaşarken bazı şeylerin değişmesi ne korkunç.”
Selam millet! Bugün sizlere Tolstoy’un önemli eserlerine bir basamak teşkil eden ve otobiyografik ögeler barındıran kitabı #ailemutluluğu‘nun yorumuyla geldim.
Kitapta ana karakterimiz Maşa ve biz önceden zaten babasını kaybetmiş olan Maşa’nın şimdi de annesini kaybedişine tanıklık ediyoruz. Bu dönemde yanında dadısı Katya ve kızkardeşi Sonya var. Olay yaşandıktan sonra eski aile dostları olan Sergey Mihayloviç de onlara destek olmak amacıyla sürekli ziyaretlere geliyor. Bir süre sonra Maşa ve Sergey Mihayloviç arasında derin bir dostluk inşa olmaya başlıyor. Gel zaman git zaman aralarında bir aşk da filizleniyor lakin yaş farkları bir hayli fazla olduğundan Sergey Mihayloviç hislerini açık açık belli etmekten korkuyor. Ama en sonunda gönül birliği sağlanıyor ve bu sevgi bir evlilikle taçlanıyor. Kitabın bu ikinci kısmında ise genç bir kadının aile beklentisi ve olgun bir adamın aile beklentisine dair önemli noktalar göze çarpıyor. Karakterlerimiz arasındaki ilişkinin iniş çıkışlarına tanıklık ediyoruz.
Bu kitap uzun zamandır listemdeydi, sebebiyse biraz garip. Into the Wild filmi benim en sevdiğim filmlerden biridir ve o filmi izlediğim dönemde aşırı derecede duygulanmış, etkilenmiştim. Filmi izleyenler bilir, karakter bayağı kitap okuyan biriydi. Ben de o dönemde onun esinlendiği kitapları okumaya karar vermiştim ve bunca yıl sonra bu noktadayım. Lakin kitaptan beklentim o kadar farklı boyuttaydı ki beni tam anlamıyla tatmin etmedi ne yazık ki. Yine de Tolstoy’un dili cidden çok akıcı, kolay okunan bir kitaptı. Klasiklere adım atmakta zorlanan arkadaşlara başlangıç olarak tavsiye edebilirim.