Merhabalar! Bugün sizlerle Her Çocuk Özeldir filminin yorumunu paylaşacağım. Öncelikle kısaca konusuna değinerek başlamak istiyorum:
Film 8-9 yaşlarındaki ana karakter Ishaan’ın hayatı etrafında dönüyor. Üçüncü sınıf öğrencisi çocuk derslerinde başarısız, hiperaktif bir çocuk ve tüm bu nedenlerle de öğretmenleri tarafından sürekli ailesine şikâyet ediliyor. Artık onunla baş edemeyeceğini düşünen babasının onun yatılı okula göndermesi ve orada tanıştığı resim öğretmeni ile ise hayatı tamamen değişiyor.
Bu filmi lise yıllarımda izlemiştim ve o zamanlar da çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Bazı kısımlarını unutmuş olsam da şimdi bir yetişkin olarak izlemek daha farklı bir bakış açısıyla bakmamı sağladı. Geçmişte izlediğim Hint filmlerinin birçoğunda dikkatimi çeken toplumsal olgu burada da var. Çocukları ve gençleri toplumun kabul etmesi için belirli statülere erişmeleri lazım, özellikle mesleki anlamda. Doktor, mühendis ya da yönetici dışında mesleklere yönlendirmek istemiyorlar. Bu filmde de yine aynı olgu eleştirilmiş. Bizim toplumuzda da bu durum var birazcık bence. Özellikle sanat dalındaki meslekler tabiri caizse safsata olarak görülüyor, düşük gelirli aileler eğitime yönlendirirken gelir darlığı nedeniyle bu alanlara yönlendirmiyorlar. Ben her insanın farklı bir katma değer yaratacağına inanıyorum. Bence herkes sevdiği ve yetkin olduğu işi yaparsa o insan daha huzurlu olur, topluma faydası artar ve bu enerjisi başkalarına da yansır.
İkinci değinmek istediğim kısım filmde beni en çok rahatsız eden kısımdı. Okuldaki öğretmenleri, evde ailesi sürekli çocuğun tavırlarından rahatsız, herkes sonuç odaklı. Kimse onun neden böyle davrandığını sorgulamıyor bile, çünkü bazen insanlar hakkında derinlemesine düşünmek yerine kesin hüküm verip yargılamak çok daha kolayımıza gelir. Hâlbuki insanlar anlaşıldıkları, desteklendiklerini hissetmek isterler. Tüm bu toplumsal baskının çocuğun omuzlarına binip onu içine kapanık bir hale dönüştürmesine ise ‘disiplin’ adını vermeleri ne yazık ki şaşırtmadı beni.
Filmde etkileyici bulduğum birkaç sahne var. Bunlardan ilki yeni resim hocasının ilk dersine girerken hokkabaz kostümü giyip dans ettiği sahneydi. Hint filmi izleyip de dans görmemek imkânsız olurdu zaten. Bunun hoşuma gitmesinin nedeni disiplin adını verdikleri katı bir sistemle yönetilen bir okulda çocukları bu denli rahatlatan birisinin gelmiş olması. İkinci sahne öğretmenin Ishaan’ın disleksi olduğu anlamasının ardından ailesini ziyaret ettiği sahne. Orada babasının katı tutumuna karşı Çince karakterli bir yazıyı okutmaya çalışması ve babasının algılarının açılmaya başlaması çok etkileyiciydi. Zamanında o çocuk için bu empatiyi gösterseler mental anlamda bu duruma gelmeyecekti. Son olaraksa öğretmenin sınıfta tüm okuma ve yazma zorluğu çeken dâhileri anlattığı ve Ishaan’ın kendini kabullenmesini sağladığı sahne o denli güzeldi ki. Aslında sadece onu anladığını gösterdi, başarabileceğini ona da hissettirdi ve tüm bu destek o çocuğun hayatının geri kalanı için resmen domino taşı etkisi yarattı.
25 yıllık hayatımın 18 yılını okul sıralarında geçirdim ve açık yüreklilikle söylemeliyim ki gerçekten beni anladığına ve desteklediğine inandığım çok az eğitimciyle tanıştım. Bizim sistemimiz onlar kadar katı olmasa da tek tipleştirmeye oldukça müsait. Özellikle okullarda sanat ve spor desteklenmiyor, öğrencilerin yetkinlikleri ve ilgi alanları üzerine yeterince araştırma yapılmıyor bence. Mesela her çocuk Matematikte harika olmalı gibi bir algı var, bu çok yanlış. Çünkü insanlar her alanda eşit şekilde başarılı olamazlar, zaten bu nedenle onların fayda sağlayabileceği alanlar bulunup yönlendirilmeliler.
Filmden yaptığım en önemli çıkarım şu oldu: Tek bir eğitimci öğrencilerin hayatında büyük değişimlere yol açabilir. Bu iyi yönde de olabilir, kötü yönde de. Ishaan’ın ilk gittiği okuldaki öğretmenleri bana göre onu dışlayıp özgüvenini kırdıkları için kötü yönde etkileyenlere örnek. Resim öğretmeni ise kesinlikle çok iyi bir eğitimci. Tüm öğrencilere yaklaşımında oldukça olumlu ve destekleyici bir tutum sergiliyordu ve bence bu bir çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden birisi. Dilerim bu mesleğe gerçekten layık insanlar yetişir ve çocuklarımızı desteklendikleri bir ortamda yetiştirebiliriz.