Merhabalar, 2025 yılı Ocak ayının soğuk günlerinde evde otururken Ömer Hayyam’dan Dörtlükler-Rubailer kitabını bitirmiş bulundum.
Kendisi aslında şair kimliğiyle daha çok bilinse de asıl uzmanlık alanları matematik ve astronomidir. Bunun yanı sıra şair kimliğini bu yönünün beslediğine inandığım filozof olma özelliğine de sahiptir. Dörtlükler-Rubailer eserinin birçok kısmında şarap, aşk, yaşam üçgeni etrafında dizelere rastlarız. Hedonizm ilkesi dilimize hazcılık olarak geçmiş olup hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu ve insanların eylemlerini haz duymak amacıyla yaptıklarını benimseyen bir felsefi görüştür. Ömer Hayyam dizelerinde yaşamın geçici olduğu ve her anın kıymetinin bilinmesi fikrini sıkça yer verdiğinden ötürü birçokları tarafından hedonist bir filozof olarak anılmaktadır. Ayrıca bu fikirleri nedeniyle yaşadığı dönemde din karşıtı söylemleri olduğu ileri sürülmüş ve özellikle dindar kesim tarafından çok fazla eleştiriye maruz kalmıştır. Batı dünyasında ise edebiyat ve felsefe alanında oldukça büyük bir üne sahiptir.
Benim Ömer Hayyam’ın diliyle ilgili en çok hoşuma giden nokta kemiğinin olmaması. Söylemek istediklerini toplumsal bir baskı gütmeden o kadar direkt şekilde ifade ediyor ki 11-12. yüzyıllarda İran’da yaşamış bir şair için oldukça cesur ifadeler seçtiğini düşünüyorum ve bu durum ona olan saygımı da artırıyor. Ayrıca özellikle bu kitabındaki bazı dizeler günümüz insanını dahi çok iyi yansıttığından 1000 yıl geçmesine rağmen yalnızca teknolojik ilerleme kat ettiğimizi ancak insaniyet anlamında çok da ilerleyemediğimizi düşündürttü bana. Sevdiğim birkaç dizeyi de aşağıda paylaşmak isterim:
“Dedim: Artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.”
“Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.”
“Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Bugün bu çime bizim, yarın kim bilir kim
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.”