“İnsanlar çoğu zaman ‘Sessiz Ol’ derler, ama ne kadar süre sessiz olman gerektiğini söylemezler. Ya da ‘ÇİMLERE BASMAYINIZ’ yazılı bir tabela görürsün ama aslında şöyle yazıyor olması gerekir ‘BU TABELANIN ETRAFINDAKİ ÇİMLERE BASMAYINIZ’ ya da ‘BU PARKIN HİÇBİR YERİNDEKİ ÇİMLERE BASMAYINIZ’ yazmalı, çünkü üzerinde yürümenin serbest olduğu bir sürü çimen var.”
Selam millet! Bugün sizlere uzun bir aranın ardından Süper İyi Günler kitabının yorumuyla geldim. Bu kitabı geçen yılki TÜYAP’ta stanttaki arkadaş önermişti, ona tekrar teşekkür ederim, iyi ki dikkate almışım önerisini.
Kitap 15 yaşındaki Christopher John Franciss Boone’un esrarengiz bir cinayet sonucu dedektifliğe soyunmasıyla başlıyor. Bu amaç doğrultusunda onun yaşamına uzanıyoruz, ailesiyle karşı karşıya gelmesine şahitlik ediyoruz ve yıllarca saklanan sırların açığa çıkışına tanık oluyoruz.
Her ne kadar genç bir çocuğun kendi çapındaki dedektiflik öyküsünü okuyor olsak da kitapta verilmek istenen asıl mesaj karakterimizin kimliğinde gizli. Christopher otistik bir çocuk ve yazar da bu kimliği o kadar iyi harmanlamışki otistik bir kişinin zihnindeki tüm düşüncelere hakim oluyoruz.
Kitap, 2003 yılında Whitbread Yılın Romanı ve Yılın Kitabı ödüllerine layık görülmüş. Ayrıca yazar zihinsel ve bedensel engeli olan farklı yaş grubundaki insanlarla ilgili çalışmalar yapmış zamanında ve bunların meyvesini bize cidden çok iyi sunmuş. Çeşitli kimlikte insanlarla tanışmış olsam da daha önce hiç otizmli bir bireyle karşılaşma imkanım olmadı. Ne yazık ki hayatımızın herhangi bir yerine dokunmadıkça çoğu bireyi göz ardı ediyoruz. Eğer bu kitabı okumasaydım onların yaşadığı zorluklardan ve kendi beyinlerinin içinde ne gibi sıkıntılar çektiklerinden bir haber olarak sürdürecektim yaşantımı. Bu kitabı okuduktan sonra artık onlar da hayatımın bir yerine dokundu ve onlarla da empati kurdum. Bu imkanı sağladığı için bu güzel insana ne kadar teşekkür etsek az sanırım. Bu tarz eserler daha fazla artar ve insanlık olarak umudum biraz daha büyür ve onlara daha fazla destek olabiliriz inşallah. Bu kadar yazdıktan sonra ‘Öneriyorum.’ dememe gerek kalmadı sanırım, her şey açık şu anda. Unutmadan eğer Mucize’yi sevdiyseniz bu kitabı da seversiniz muhtemelen, aklınızda bulunsun. Sağlıcakla kalın efenim! 😄 💞